Dünyanın turizm açısından en popüler şehirlerinden birisi olan İstanbul için, aylarca gezseniz bile bitiremeyeceğiniz kadar kalabalık bir keşif listesi oluşturmanız mümkün. Biz de bu keyifli keşif turuna ilk olarak tarihi açıdan önemli yerlerden başlamak isteyenler için kısa bir liste oluşturduk. Bu derlemeyi hazırlarken mekanların popülerliğini ve taşıdıkları tarihi önemi baz aldık. Tüm bunların sonucunda, ortaya İstanbul’un tarihteki değerini de gözler önüne seren bir liste çıktı. Elbette bu sırada listedeki yapıların kolay ulaşılabilir olmasını da göz önünde tutmaya gayret ettik. İstanbul’un birbirinden değerli ve tarih kokan duraklarını bir bir gezmek isteyenler için, bu liste nokta atışı olacak. Gelin, listeyi daha yakından inceleyelim.
1. Ayasofya Camii (Hagia Sophia) - Fatih
Birçok kişi tarafından “Dünyanın Sekizinci Harikası” olarak tanımlanan ve geçmişten günümüze dek ulaşan en etkileyici yapılardan biri olan Ayasofya, onu ziyaret eden herkesi büyüleyebilecek detayları içinde barındıran bir tasarıma sahip....
İsmi Eski Yunancada “kutsal bilgelik” anlamına gelen Ayasofya (Hagia Sophia) Camii, dünya tarihinde çok önemli izler bırakmış olan İstanbul’un ev sahipliği yaptığı en değerli eserlerden biri. Ayasofya, 532 ve 537 yılları arasında dönemin Bizans İmparatoru I. Justinanus tarafından bir patrik katedrali olarak inşa ettirilmiş. 1453 yılında da Fatih Sultan Mehmet önderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nun İstanbul'u fethini takiben camiye çevrilmiş. 1935 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin Ayasofya’yı müzeye dönüştürmesi, bu değerli yapının yıllar boyu milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlamasını sağladı. Fatih ilçesinde bulunan 2020 yılında yeniden camii statüsüne geçirilen Ayasofya, bu tarihte ibadete de açıldı.
2. Sultan Ahmet Camii - Fatih
Yapımında kullanılan meşhur mavi İznik çinileri ve yine kubbelerinde ince ince işlenmiş mavi kalem işi süsler sebebiyle "Mavi Camii" olarak da bilinen Sultan Ahmet Camii, Ayasofya’nın hemen yanıbaşında bulunan muhteşem bir Osmanlı dönemi eseri. Pek çoklarının sandığının aksine Mimar Sinan tarafından değil, 1609 ile 1617 yılları arasında dönemin padişahı I. Ahmet'in emriyle Mimar Sedefkar Mehmed Ağa tarafından inşa edilmiş. Yapımında 20 bini aşkın İznik çinisi kullanılan bu görkemli ibadethane, tarihi yarımadanın muhakkak görülmesi gereken eserleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Sultan Ahmet Camii, İstanbul’un en büyük tarihi eserlerinden biri olma unvanını da taşıyor.
3. Yerebatan Sarnıcı - Fatih
İstanbul’un Avrupa Yakası’nda bulunan Yerebatan Sarnıcı Müzesi, Fatih’in Yerebatan Caddesi’nde yer alıyor. İstanbul’un en mistik, en görkemli yapılarından olan Yerebatan Sarnıcı, Bizans döneminin görkemini günümüze kadar taşımayı başarıyor. Bazilika Sarnıcı...
İstanbul’un en etkileyici ve mistik yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı; müze olarak ziyarete açık olmasının yanı sıra, hem ulusal hem de uluslararası etkinlikler için de vazgeçilmez bir mekan. İyi bir ışıklandırma ile desteklenmiş büyüleyici atmosferi, ziyaretçilere unutulmaz bir keşif deneyimi yaşatıyor. Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılan bu büyük yer altı sarnıcı, M.S. 6. yüzyıla ait bir yapı. Sarnıcın yapıldığı yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, bazı kaynaklarda Bazilika Sarnıcı olarak da adlandırılıyor. Genişliği 70 metreye, uzunluğu da 140 metreye ulaşan Yerebatan Sarnıcı, inşa edildiği dönemin koşulları da göz alındığında gerçekten çığır açan bir mimariye sahip.
4. Süleymaniye Camii - Fatih
İstanbul’un tarihi mekanları saymakla bitmez. Bunlardan ilk akla gelenler arasında ise Süleymaniye Camii’ni söyleyebiliriz.Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile kendi adına yapılmaya başlanan, klasik Osmanlı mimarisi örneklerinden olan camii ve...
Mimar Sinan'ın "kalfalık eserim" diye nitelendirdiği Süleymaniye Camii, 1551-1557 yılları arasında ve Kanuni Sultan Süleyman adına inşa edilmiş. İstanbul’un en büyük camilerinden biri olan bu ihtişamlı yapı; içinde ibadethaneleri, medreseleri, hamamları ve kütüphaneleri barındıran devasa bir tarihi kompleks. Süleymaniye Camii’nin nasıl büyük bir mimari ustalığın ve yaratıcılığın eseri olduğunu, yıllar içinde çok sayıda depreme maruz kalsa da en ufak bir hasar dahi almamasından da anlayabiliyoruz. Tarihi Yarımada’da bulunan bu müthiş eser, akıllara kazınmış olan İstanbul silüetinin de en önemli parçalarından birini oluşturuyor.
5. Topkapı Sarayı - Fatih
İstanbul’un en çok ziyaret edilen mekanlarından bir tanesi olan Topkapı Sarayı Müzesi, Fatih ilçesinin Cankurtaran mahallesinde yer alıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü, 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Merkez Saray olarak...
İhtişamı ve mimari detaylarıyla tüm ziyaretçilerini büyüleyen Topkapı Sarayı, Tarihi Yarımada’nın en büyüleyici yapılarından biri. Bu görkemli saray, 1460’lı yıllarda Fatih Sultan Mehmet’in emri üzerine inşa edilmiş. Esasen inşa süreci 1478 yılında tamamlanmış, ancak çeşitli yapıların eklenmesi 19. yüzyıla kadar devam etmiş. Yaklaşık dört asır boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli yönetim, sanat ve eğitim merkezi olan Topkapı Sarayı, hanedan 19. yüzyılın ortalarında Dolmabahçe Sarayı’na taşınıncaya kadar önemini korumuş. Elbette hanedanın taşınması da sarayın değerinden hiçbir şey kaybetmemiş. Nitekim, bu eşsiz yapı 3 Nisan 1924 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti tarafından müzeye dönüştürüldü ve Cumhuriyet’in ilk müzesi olma unvanını kazandı. Ayrıca, dünyanın en büyük saray-müzeleri arasında da yer alıyor.
6. Kapalıçarşı - Fatih
Tarihçesi 15. yüzyıla, yani Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesini takip eden sürece kadar uzanan Kapalıçarşı; yalnızca ülkemizin değil, dünyanın en büyük ve görkemli çarşılarından biri. Ülkemize yabancı ülkelerden gelen turistlerin...
Çok sayıda kaynakta “dünyanın en büyük ve eski alışveriş merkezi” olarak tanımlanan Kapalıçarşı, günlerce gezseniz bile keşfetmeyi bitiremeyeceğiniz muhteşem bir yapı. Aslında bu yapının inşa edilmesinin temel sebebi, Osmanlı döneminde uygulanan vakıf sistemi. Bu sistem gereğince, camilerin onarım ve bakım masraflarını karşılamak amacıyla gelir sağlayabilecek farklı yapılar inşa edilirmiş. Kapalıçarşı’nın inşa amacı da Ayasofya’nın masraflarını karşılayabilmekmiş. 1461 yılında temeli atılan bu devasa çarşı, günümüzde 3600 dükkana ev sahipliği yapıyor. Yüzyıllar boyu dönemin en önemli finans merkezlerinden biri olmasının yanı sıra, günümüzde de dünya ticaretinde önemli bir yer tutuyor. Bazı günlerde 500 binden fazla ziyaretçi ağırlayan Kapalıçarşı’yı siz de mutlaka görmelisiniz.
7. Yedikule Zindanları - Fatih
Yalnızca İstanbul’un değil, aynı zamanda ülkemizin en eski açık hava müzelerinden biri olan Yedikule Zindanları; aslında zindan olarak kullanılmak amacıyla inşa edilmemiş. Türk Tarih Kurumu tarafından elde edilen veriler, Yedikule...
Yedikule Zindanları Osmanlı İmparatorluğu’nda bir dönem gerçekten zindan olarak kullanılmış olsa da aslında Bizans İmparatorluğu döneminde İstanbul’a gelen kralları ve seçkin misafirleri görkemli bir şekilde ağırlayabilmek amacıyla inşa edilmiş. Bu ihtişamlı yapının yedi kulesinin dördü Bizans döneminde, üçü de Fatih Sultan Mehmet’in emriyle inşa ettirilmiş. Altın Kapı, Küçük Altın Kapı ve toplamda yedi kule; kalenin bugünkü formunu oluşturuyor. Ayrıca, Yedikule Zindanları’nın tarih boyunca gözlem kulesi ve misafirhane gibi farklı amaçlarla kullanıldığı da biliniyor. Günümüzde Türkiye’nin en eski ve büyük açık hava müzelerinden biri olan Yedikule Hisarı Müzesi, İstanbul’un en ünlü tarihi yapılarından biri.
8. Mısır Çarşısı - Fatih
Yaklaşık üç buçuk asırdır tüm görkemini ve işlevini koruyarak varlığını sürdüren Mısır Çarşısı, Eminönü’ndeki Çiçek Pazarı ve Yeni Camii’nin yanında konumlanıyor. Bu çarşı yüzölçümü bakımından Kapalıçarşı’dan küçük. Ancak yine de...
Vakıf sistemi gereğince Osmanlı döneminde, camilere gelir sağlayabilmek için çeşitli yapılar inşa ettirildiğinden az önce söz etmiştik. Eminönü’ndeki Yeni Camii ile Çiçek Pazarı’nın yanında bulunan Mısır Çarşısı da Yeni Camii’ye gelir sağlamak amacıyla inşa edilmiş. 1597 yılında başlayan inşa süreci, çeşitli duraklamaların ardından 1664 yılında tamamlanmış. Çarşının adında Mısır sözcüğünün geçmesinin sebebi ise bu dönemde Güneydoğu Asya, Hindistan ve Mısır’dan gelen baharatların buradan tüm Avrupa’ya dağıtılmasıymış. Mısır Çarşısı Kapalıçarşı’ya kıyasla daha küçük bir yapı. Ancak Kapalıçarşı’dan daha uzun olan tonozu sayesinde, neredeyse onun kadar görkemli bir görünüm sergiliyor. Toplamda 86 dükkana ev sahipliği yapan çarşı, yaklaşık üç buçuk asırdır İstanbul’un en önemli ticaret merkezlerinden biri olma unvanını koruyor.
9. Galata Kulesi - Beyoğlu
2013 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nin bir üyesi olan Galata Kulesi, İstanbul’un en ünlü ve önemli sembollerinden biri. Dünyanın en eski kulelerinden biri olarak da görülen bu görkemli...
İstanbul’un en önemli sembollerinden biri olarak görülen Galata Kulesi, aynı zamanda dünyanın en eski ve görkemli kuleleri arasında da yer alıyor. M.S. 507 - 508 yılında Bizans İmparatoru Justinianos’un emriyle inşa edilen bu ihtişamlı kule, 14. yüzyıl ortalarında Galata’nın Ceneviz kolonisi olduğu dönemlerde yeniden inşa edilerek günümüzdeki formunu kazanmış. Osmanlı İmparatorluğu Galata Kulesi’ni ilk etapta zindan, daha sonra da yangın gözetleme kulesi olarak kullanmış. Hezarfen Ahmet Çelebi’nin tahta kanatlar takarak yaptığı ünlü uçuş denemesinin de başlangıç noktası olan Galata Kulesi, 2020 yılında yapılan restorasyon çalışmasından beri müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Ayrıca, 2013 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki yerini de koruyor.
10. Rumeli Hisarı - Sarıyer
İstanbul’un en önemli tarihi yapılarından ve sembollerinden biri olan Rumeli Hisarı’nın inşasına 1452 yılının mart ayında başlanmış. Bu hisarın inşa edilme amacı, Boğaziçi’nden geçen gemilerin kontrolünün sağlanabilmesiymiş. Fatih Sultan Mehmet...
İstanbul’un silüetinin bir diğer önemli parçası olan ve Sarıyer'de bulunan Rumeli Hisarı, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1452 yılında yaptırılmış. Bu yapının inşa edilme amacı, Boğaziçi’nden geçen gemilerin kontrolünü sağlamakmış. Yalnızca birkaç ay içinde tamamlanan hisar, ilk etapta taşıdığı önemi İstanbul’un fethinin ardından yitirmiş. Bunun üzerine uzun süre devlet hapishanesi olarak kullanılmış ve tarihte birkaç kez kapsamlı restorasyon çalışmalarından geçirilmiş. Söz konusu çalışmaların sonuncusu, 1953 yılında, yani İstanbul’un fethinin beş yüzüncü yıl dönümünün kutlandığı tarihte gerçekleştirilmiş. 1968 yılında tamamlanan bu çalışma sayesinde, Rumeli Hisarı yıllardır müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Yemyeşil bir atmosfere sahip olan hisarın, ziyaretçilere İstanbul’un büyüleyici manzarasını sunan üç farklı seyir terası da bulunuyor.
11. Dolmabahçe Sarayı - Beşiktaş
Evliya Çelebi’nin eserlerine göre, Dolmabahçe Sarayı’nın günümüzde bulunduğu yere Yavuz Sultan Selim döneminde bir köşk inşa edilmiş. I. Ahmet’in hükümdarlığı sırasında ise bu köşkün bulunduğu alan taşla doldurulmuş ve bu...
Enfes Boğaz manzarasına hakim konumu ve göz alıcı mimarisi sayesinde Osmanlı döneminden kalan en değerli yapılardan biri olan Dolmabahçe Sarayı, 1842 yılında I. Abdülmecid’in emriyle inşa edilmiş. İnşa süreci 1856 yılında tamamlanmış ve hem I. Abdülmecid hem de kardeşi Abdülaziz bu yapının içinde ikamet etmiş. Cumhuriyet’in ilanının ardından Atatürk’ün İstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı Konutu’na dönüştürülen bu görkemli saray, Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu yer olması nedeniyle de Türkiye tarihinde çok önemli bir yer tutuyor. Dolmabahçe Sarayı’nı oluşturan ana yapılar içinde Harem, Mabeyn, Dolmabahçe Camisi ve Saat Kulesi yer alıyor.
12. Kız Kulesi - Üsküdar
Hem Üsküdar’ın hem de genel olarak İstanbul’un en önemli sembollerinden biri olan Kız Kulesi, Boğaz’ın ünlü manzarasının vazgeçilmez yerleri arasında. Bu görkemli ve tarihi kulenin geçmişi milattan önceki dönemlere kadar...
Boğaz’ın incisi olan Kız Kulesi, İstanbul manzaralarının vazgeçilmez noktalarından biri. Bir yazılı kaynakta ilk olarak M.Ö. 410 tarihinde karşımıza çıkan kulenin, aslında M.Ö. 24’e kadar uzanan bir tarihçesi olduğu biliniyor. Tarih boyunca sayısız efsaneye konu olmuş olan bu yapı, Atinalı Alkibiades tarafından Boğaz’dan geçen gemilerden vergi alabilmek ve onları kontrol edebilmek amacıyla inşa edilmiş. Hem Bizans İmparatorluğu’nun hem de Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’da hüküm sürdüğü dönemlerde kapsamlı güçlendirme ve onarım çalışmalarına tabi tutulmuş. Bu sayede sayısız farklı doğal afete maruz kalsa da varlığını ve görkemini korumayı başarmış. Bu esnada gözlem kulesi, radyo istasyonu, karantina, sürgün ve vergi noktası gibi birçok işlev üstlenmiş.
13. Haydarpaşa Garı - Kadıköy
Eminönü ile Kadıköy arasında vapurla seyahat ederken tüm görkemiyle karşınıza çıkan Haydarpaşa Garı, İstanbul’un en önemli ve etkileyici tarihi yapılarından biri. 1906 ile 1908 yılları arasında İstanbul-Bağdat Demiryolu’nun ilk istasyonu...
Nice Türk filminin ayrılma, kavuşma ve “Seni yeneceğim İstanbul!” repliklerine sahne olan Haydarpaşa Garı, İstanbul’un en güzel manzaralarından birini ayaklarınızın altına seren bir yapı. 1906-1908 yılları arasında İstanbul-Bağdat Demiryolu’nun başlangıç istasyonu olması için inşa edilen bu bina, iki Alman mimar tarafından tasarlanması nedeniyle geleneksel Osmanlı mimarisinden farklı bir görünüm taşıyor. 3836 metrekarelik bir alanı kaplayan gar, toplamda beş katlı. Binayı zamanında Hereke’den özel olarak getirilen pembe granit taşlar süslüyor. 2010 yılında çıkan büyük bir yangın, ne yazık ki Haydarpaşa Garı’nın çatısının neredeyse tamamen harap olmasına yol açtı. Her birimizi üzüntüye boğan bu olayın ardından kapsamlı bir yenileme çalışması başlatıldı. Bu çalışmanın sonucunda Haydarpaşa Garı’nın eski görkemine ve etkileyiciliğine kavuşmasını heyecanla bekliyoruz.
14. Anadolu Hisarı - Beykoz
İstanbul Boğazı’nın müthiş manzarasına en iyi şekilde hakim olan noktalardan biri olan Anadolu Hisarı, Yıldırım Bayezid’in emriyle 1391-1399 yılları arasında inşa ettirilmiş. Bu yapının inşası için Boğaz’ın en dar noktasının...
Yıldırım Bayezid’in emriyle Rumeli Hisarı’nın tam karşısında yer alan ve Boğaz’ın en dar noktası olarak tanımlanan yere inşa edilen Anadolu Hisarı, 14. ve 15. yüzyıllarda İstanbul’un saldırılardan korunabilmiş olmasında çok önemli bir paya sahip. 1391-1399 yılları arasında inşa edilen bu yapı, Karadeniz’in belirli noktalarında koloniler kuran Cenevizliler’e karşı Boğaz’ın geçişini kontrol edebilmek açısından büyük bir rol üstlenmiş. Bu dönemde savunma amacıyla kullanılsa da, Fatih Sultan Mehmet’in yaptığı bazı değişiklikler sonucunda taarruzlarda da çok etkili bir silaha dönüşmüş. Anadolu Hisarı’nın güney tarafında kalan Küçüksu Kasrı, günümüzde müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Müzede birbirinden etkileyici halılar, avizeler, oyma eşyalar ve şömineler bulunuyor.
15. Aya Yorgi Rum Manastırı - Büyükada
Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada’da konumlanan Aya Yorgi Manastırı, adanın en ünlü ve turistik açıdan en popüler duraklarından biri. Adanın en yüksek noktası olan Yüce Tepe’de yer alan bu...
Büyükada’nın deniz seviyesinden 206 metre yüksekte bulunan Yüce Tepe adlı noktasında konumlanan Aya Yorgi Rum Manastırı, tahmin edebileceğiniz üzere nefes kesen bir manzaraya sahip. Asıl ismi Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırı olan bu yapı, adını Hristiyan olması nedeniyle M.S. 3. yüzyılda putperestler tarafından şehit edilen Aziz Georgios’tan almış. Manastırın M.S. 963’te ve Bizans İmparatoru Nikiforos Fokas’ın döneminde inşa edildiği düşünülse de bu bilgi kesinliğe kavuşturulmuş değil. Aya Yorgi Rum Manastırı Ortodokslar için kutsal bir ibadethane olduğu için, her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde ziyaretçi akınına uğruyor. Manastıra çıkan yolu çıplak ayakla ve hiç konuşmadan yürüyenlerin, yarı haccı tamamladığına inanılıyor. Bu yol da Azap Yokuşu olarak adlandırılıyor.
Bunun dışında şehirde daha geniş bir rota planlamak isterseniz İstanbul gezilecek yerler içeriğimiz de ilginize çekecektir.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Ayasofya Camii | 9,1 |
2 | - | |
3 | Yerebatan Sarnıcı | 9,1 |
4 | Süleymaniye Camii | 9,5 |
5 | Topkapı Sarayı | 9,5 |
6 | Kapalı Çarşı (İstanbul) | 8,5 |
7 | Yedikule Zindanları | 9,5 |
8 | Mısır Çarşısı | 9,0 |
9 | Galata Kulesi | 9,4 |
10 | Rumeli Hisarı | 9,5 |